Sabah Bulantılarıyla Barışık Bir Hamilelik

1950’lerin ortasına kadar hamile kadınların alacağı ilaçların bebeğe hiç bir zarar vermeyeceğine ilişkin bir fantezi vardı. Hamile kadınlardaki sabah bulantılarını önlediği gerekçesiyle, 1957 yılında üretilen ve 46 ülkede değişik isimlerle piyasaya sürülen Thalidimide’in  yeni doğanlar üzerindeki korkunç etkileri kısa bir zaman sonra binlerce ciddi vücut özürleri taşıyan bebeğin doğması ile fark edildi. Bunu takip eden yıllarda tüm ülkelerde hamile kadınlara ilaç yazma ve ilaç testleri uygulama konusunda giderek sıkılaşan kanunlar çıkarılmaya başlandı.

 

Hamile kadınlardaki aşerme ve bulantılar her kültürde görülen evrensel bir olgudur ve günümüze kadar bir çok görüş bunu açıklamaya çalışmıştır. Herkesin bildiği gibi hamile kadın özellikle sabah saatlerinde yoğunlaşan şiddetli bulantılardan rahatsız olur, bazı yiyeceklerden kaçınır ve kokulara karşı çok hassaslaşır.

 

Şiddetli sabah bulantıları genellikle hamilelikte salgılanan hormonların yan etkisi olarak açıklanır ama gerçekte bu hormonların hiperactivite, öfke yada cinsel libido artışına sebep olması beklenirken, bulantı ve bazı gıdalardan kaçınma davranışını oluşturması beklenmez.

Bu mide bulantılarını, hamile kadının kocasından tiksinmesi ve fetüsü bilinçaltı bir istekle ağız yoluyla dışarı atma çabası olarak açıklayan Freudien açıklama da bir önceki açıklama kadar yetersiz kalır.

 

Bu konuda araştırmalar yapan biyolog Margie Propet, hamile kadınlardaki sabah bulantılarına oldukça ayakları yere basan bir açıklama getirir. Bu bulantılar toksik yiyecekleri tüketmeye karşı bir koruma sağlar: tehlikeli yiyecekler vücuda zarar vermeye başlamadan önce mideden atılır ve bu tür gıdalara karşı iştah azalır. Bu noktada akla şu soru gelebilir. Hamilelik bulantıları bir yandan kadını toksik gıdaların alınmasına yada hazmedilmesine karşı korurken öte yandan fetüse zarar verebilir mi?

 

Köşe başındaki manavda yada pazar tezgahlarında satılan çeşit çeşit sebze ve meyvelerin genellikle sağlıklı gıda ürünleri olduğunu düşünürüz. Ancak çok masum görünen bir lahananın bile yenilmiş olmaya karşı hiçbir isteği yoktur. Her ne kadar kendini etkili bir şekilde savunamasa da, dış dünyadan gelen tehlikelere karşı kimyasal bir savaş verir. Çoğu sebze ve meyve böcekleri öldüren yada kaçıran, rahatsız eden  düzinelerce toksin ve zehiri içinde barındırır. Bu yüzden bitkilerle beslenen canlılar bunlara karşı savunma sistemlerine sahiptir. Yetişkin bir birey olarak, karaciğerimiz bu zehirleri etkisiz hale getirir, tat duyumuz ise bizi  bu zehirlerin hoş olmayan tadını algılamamızı sağlar ve bunları tüketmeye  karşı iştahımızı yok eder. Sahip olduğumuz tüm bu koruyucu mekanizmalar minicik ve savunmasız bir fetüsu korumada yetersiz kalabilir.

 

Şimdiye kadarki açıklamalar bebeğinizi kusarak dışarı atma isteğinden daha inandırıcı olmayabilir ama aşağıda anlatacağımız Margie Prophet’in teorisi konuya daha gerçekçi ve inandırıcı bir bakış açısı getirecektir.

 

Yaptığı yüzlerce çalışmadan sonra Profet şu sonuçları elde etti;

  1. Yetişkin bir insan bitkilerdeki toksinleri belli dozlara  tolere edebilse de, bu gıdalar hamile bir kadında düşüğe yada yeni doğanda probleme sebep olabilir.
  2. Sabah bulantıları embriyodaki organ sistemleri oluşmaya başladığı zaman başlar. Bu dönemde embriyo yavaşça büyür ama yeni doğanda yapısal bozukluk oluşturan etkenlere (virus, bakteri ve kimyasallar) karşı çok korunmasızdır ve buna karşılık orta miktarda gıdaya ihtiyaç duyar.
  3. Embriyonun organ sistemleri tamamlanmaya başladığı zamanlarda, sabah bulantıları azalır yada ortadan kalkar. Bu dönem embriyonun  hızla büyüdüğü ve gıdaya en çok ihtiyacı olduğu donemdir.
  4. Sabah bulantıları olan hamile kadınlar yemekler konusunda çok seçicidir ve doğal olarak kokusu ve tadı ağır olan, acı, baharatlı ve alışılmadık yiyeceklerden kaçınırlar. Gerçekte bu yiyeceklerin toksin içerme olasılığı yüksektir.
  5. Sabah bulantılarının olduğu dönemde kadınların koku duyuları normalden daha hassastır. Bu hassasiyet ilerleyen hamilelikle azalır.
  6. Yiyeceklerini doğadan toplayan insanların (atalarımız) toksik bitkileri yeme ihtimalleri de daha yüksektir çünkü bu insanlar yetiştirilmiş ürünler (kültür ürünleri) yerine doğadan topladıkları bitkileri yerler.
  7. Sabah bulantıları tüm dünya kültürleri içinde görülen evrensel bir olgudur.
  8. Sabah bulantılarının şiddeti, düşük yapma riski ile ters orantılıdır. Şiddetli sabah bulantısı olan kadınlar, olmayanlara oranla daha az düşük yapma riskine sahiptir.
  9. Şiddetli sabah bulantıları olan hamileler daha düşük ihtimalle sağlık problemleri olan bebek dünyaya getirirler.

Ekolojik sistem içinde bebeğin dünyaya gelme sürecinin işleyişiyle, günümüzdeki modern kadının duyularının çalışmasının bu derecede birbiriyle uyuşması son derece etkileyici ve tüm bu veriler Prophet’in teorisini destekliyor. Bu durumda bir uzmanın hamile bir kadına önerebileceği şu olabilir “bulantılar ve kokuya hassasiyet hamilelik döneminin doğal bir sonucu ve bu belirtiler bizi ve bebeğimizi rahatsız etmek için değil korumak için oluşuyor. Bize düşen bu dönemi mümkün olduğunca rahat, iyi beslenmeye çalışarak ve vücudumuzdan gelen uyarıları dikkate alarak kendimizle ve bebeğimizle barış içinde geçirmek”. Tüm bunlara rağmen bu bulantılarla baş etmek için bir takım önlemler alabiliriz.

 

Yapılması gerekenler

  • Ufak ögünler yiyin.
  • Sıvı içecekleri yemek sırasında değil de yemekten yarım saat önce yada sonra için.
  • Gün boyunca yeterli sıvı alın ancak bu sıvıyı her defasında ufak miktarlara bölerek için.
  • Baş ucunuzda tuzlu krakerler bulundurun ve yataktan kalkmadan 20 dakika önce bunlardan yiyin.
  • Bulantınızı arttıran yada tetikleyen yiyecek ve kokulardan kaçının
  • Yemek yapma konusunda başkalarından yardım alın ve rahatsız edici kokudan kurtulmak için mutfağı havalandırın. 
  • Gün içersinde mümkün olduğunca dinlenin ve öğle uykusuna yatın
  • Aşırı sıcak ortamlardan ve sıcak yiyeceklerden kaçının (sıcak bulantı hissini arttırır)
  • Limon yada zencefil koklamak, limonata içmek ya da karpuz yemek bulantı hissini azaltır
  • Tuzlu patates cipsi yada peynir ekmek gibi gıdalar mideyi rahatlatır ve rahat bir öğün yemenizi sağlayabilir.
  • Kendinizi çok zorlamadan jimnastik yapın ve kısa yürüyüşlere çıkın.

Kaçınılması gerekenler

  • Yemekten sonra uzanıp yatmayın.
  • Öğün atlamayın.
  • Ağır ve baharatlı yemekler pişirmeyin ve yemeyin.

Filiz Dogan

Kaynaklar:

 

  • http://americanpregnancy.org/pregnancyhealth/morningsickness.html
  • Pinker, Steven (1999) “How the Mind Works”, W.W. Norton & Company Inc., New York
  • Profet, M. (1988), The Evolution of Pregnancy Sickness as Protection to the Embryo Against Pleistocene Teratogens, Evolutionary Theory 8: 177–190.
  • Profet, M. (1992). Chapter 8: Pregnancy Sickness as Adaptation: A Deterrent to Maternal Ingestion of Teratogens. In Barkow, J. H., Cosmides, L., & Tooby, J. The Adapted Mind: Evolutionary Psychology and the Generation of Culture. Oxford University pp. 327–366.